Merhaba,
Yine benzer bir konsept olan bir kitap incelemesi ile karşınızdayım. Fakat bu sefer farklı bir durum söz konusu. Önceki kitap incelemelerinin aksine neden bu kitabı okumamalısınız aslında onu yazmaya çalışacağım. Benim için bitirmesi daha zor başka bir kitap okuduğumu açıkçası hatırlamıyorum. Tahmin edeceğiniz üzere bu yazımda kitabı biraz gömeceğim.
Öncelikle 300'den fazla sayfası olan bu kitapta "Azim" hakkında muhtemelen yeni bir şey öğrenmeyeceksiniz. Kitapta her bölümde(?) onlarca örnek hikaye ile fikirleri desteklemek üzerine kurulmuş. Farklı farklı başarı, azim, mutluluk örnekleri okuyorsunuz. Bölüm dediğime bakmayın kitabın çok farklı bölümlerden de oluştuğunu düşünmüyorum. Çok sığ bir şekilde 300 sayfa boyunca aynı şeyi okuduğumu hatırlıyorum. Bu yazıyı da kitabı bitirir bitirmez sıcağı sıcağına yazıyorum fakat o kadar sürükleyiciydi ki(!) bitirmesi toplamda kaç hafta sürdü hatırlayamıyorum. Kitabı gömmeye devam etmeden önce nadirde olsa azim ile alakalı bir kaç önemli ama muhtemelen bildiğiniz noktalardan bahsedip eleştirime devam edeceğim.
İlk olarak azim geliştirilebilir bir özellik. Yazar bunun 2 yolu olduğunu söylüyor.
1- Ya kendi kendinize, "içten dışa" geliştirebilirsiniz: Bir ilgi alanı bulup onu ilerletebilirsiniz. Her gün bir alanda zorluğu mevcut becerileriniz aşan bir şey yaparak kendinizi geliştirebilirsiniz. İşinizi kendinizden öte bir amaçla bağdaştırabilirsiniz.
2- Diğer yol ise "dıştan içe" geliştirme. Azmin paradoksu, başkalarının (ebeveynler, koçlar, öğretmenler, akıl hocaları ve arkadaşların) varlığına derinden bağlı olmasıdır.
Bahsettiğim üzere kitapta onlarca örnek hikaye mevcut. Kimine göre azimli olmasının sebebi yaptığı işin hem kendi hem de etrafı için çok önemli olduğuna inanması, o işten çok keyif alması ya da etrafında ilgilendiği alan özelinde yol gösterici akıl hocaları ve yol arkadaşlarının olması insanı azimli olmaya iten sebepler arasında olduğu belirtiliyor. Kitapta çocukluk dönemi ve ebeveynlerinin davranışlarının etkilerinden de bahsediliyor. Aklımda kalan en önemli noktalardan biri; ilk okul ve lise döneminde 2 yıldan fazla okul dışı aktivitelerine katılan çocukların başladıkları işi bitirmeye daha meyilli ve azimli oldukları ortaya çıkmış. Bir de bu kitabı okumaya başlasınlar bitiriyorlar mı görelim.. Neyse..
Ebeveyn konusunda ise daha otoriter ve baskıcı ebeveynlerin daha azimli çocuklar yetiştirdiğinin de örneği mevcut. Ya da hiçbir şekilde baskıcı olmayıp çocuklarının kararına saygı gösterip onları belli bir konuda zorlamayan ebeveynlerin de başarılı, azimli çocukları yetiştirdiği örnekler de mevcut. Kısacası kitap çoğu durumda net bir yargı belirtmiyor. Benim için de en sıkıcı olan kısım da buydu aslında kitap özelinde. Cımbızla seçer gibi bir çok faktöre dayanan azim ve başarı hikayesi bulmak bence çok da zor değil.
Bir diğer konu ise gereksiz örnekleri sayfa sayfa okumak zorunda kalmamız. Bir noktada Amerikan Futbol takımının nasıl başarılı ve üst üste şampiyon olduğu okumak zorunda kalıyorsunuz... Gerçekten aklıma geldikçe keyfim kaçıyor. Dünyada herhangi bir spor dalında üst üste şampiyon olan veya domine eden bir sürü takım, ekip veya sporcu olabilir. Bu kadar spesifik bir spor dalına ve takıma, azmi açıklama noktasında neden takılıp kaldığını anlamakta güçlük çekiyorum. Bu kitabı kim bu kadar iyi pazarladı onu da ayrı merak ediyorum açıkçası.
Yarıda bırakmak pek huyum olmadığı için kitabı bitirmek için kendimi çok zorladım. Kitapta yer yer bir işin sonunu getirmenin önemini anlatsa da bana hiçbir etkisi olduğunu belirtmek isterim. Kısacası kitabı kesinlikle tavsiye etmiyorum. Dediğim gibi muhtemelen yeni bir şey öğrenmeyeceksiniz. Eğer olur da alırsanız sonuç kısmının ilk sayfasını okuyun sonra kitabı baştan okumaya başlayın. Sonuç kısmına gelince 300 sayfa boyunca sonuç kısmındaki 1 sayfalık kısmı anlatmak için saçma sapan örnek başarı hikayeleri okuduğunuz fark edeceksiniz. Ya da lütfen benim yanlış düşündüğümü kanıtlamak için okuyun. Gerçekten böyle bir durumdan çok memnun kalır, boşu boşuna bu kitabı okumadığıma biraz sevinirim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, iyi pazarlar.
Yorumlar
Yorum Gönder